Açıkladığı bilgilerle dünya kamuoyunu sarsan Vanunu, Türk basınına ilk kez konuştu: İsrail'in nükleer gücüne dikkat çekerek, yeni bir soykırımı önlemek istedim. Hiç pişman değilim.
İsrail'in, nükleer silahlarıyla ilgili sırlarını dünya kamuoyuna ifşa eden Mordehay Vanunu, Zaman'a konuştu. Amacını, hapis hayatında yaşadıklarını, İsrail'in 'psikolojik işkencesi'ni, nasıl yakalandığını anlattı. Yeni bir soykırımı önlemek için dünya kamuoyunun dikkatini İsrail'in nükleer gücüne çekmek istediğini kaydeden Vanunu, "Şunu özellikle belirtmek isterim ki, yaptıklarımı sadece İsrail halkı için değil, Ortadoğu'da yaşayan tüm halklar için yaptım. Herhangi bir ülke bunu yaparsa bütün bölge halkları birbirini kıracak. Tek amacım bunları engellemekti" dedi. Bölgede barışı sağlamanın en iyi yolunun İsrail'i Filistin meselesini çözmeye zorlamak olduğunun altını çizen Mordehay Vanunu, bölgede barışın sağlanması durumunda nükleer silah kullanılması ihtimalinin de ortadan kalkacağına işaret etti. Telefonda sorularımızı cevaplayan İsrailli nükleer uzmanı, Filistinliler gerçek anlamda huzur bulmadıkça Ortadoğu'da ilerleme kaydedilemeyeceğine inanıyor. Kendisiyle ilgili gelişmeleri anlatırken, 'pişman olmadığı'nın altını çiziyor. 18 yıl yattığı hapishaneden çıktıktan sonra şimdi de İsrail'den çıkması yasaklanan Vanunu, içeride geçirdiği yıllarda büyük baskı gördüğünü, fiziksel değil; ama psikolojik işkenceye maruz kaldığını dile getirdi. Yakalanarak İsrail'e götürülmesinin arkasında sadece MOSSAD değil, diğer gizli servislerin de kullandığını anlatan Vanunu, kaçırılmasında kilit rol oynayan Cindy'nin, Amerikan ajanı olduğunu öne sürdü ve ekledi: "Fransızlar beni kaçırdı. İngilizler ve İtalyanlar da yardım etti. Kaçırılmam MOSSAD'ın uluslararası bir komplosu oldu" İsrail Yüksek Mahkemesinin kendisiyle ilgili aldığı 'yurtdışına çıkamaz' kararını değerlendiren Vanunu, bundan sonra İsrail'e mahkum olduğunu belirtti. Hapishane'den çıktıktan sonra yaptığı açıklamada ABD'ye yerleşerek yeni bir hayata başlamak istediğini belirten Mordehay Vanunu, "İsrail içinde seyahat hakkım da sınırlandı. Konuşma ve seyahat hürriyetim engellendi. Başka bir şey diyemeyeceğim" ifade etti. İsrail Yüksek Mahkemesi, Vanunu'nun hakkındaki yurtdışına çıkma yasağınının kaldırılmasıyla ilgili yaptığı temyiz başvurusunu, 'açıklayacağı daha fazla bilgi olabilir' diyerek geri çevirmişti. Hapishane'de kaldığı 18 yıl içinde kötü muameleler gördüğünü de belirten Vanunu, "Bana çok kötü işkence yaptılar ama fiziksel olarak değil. Dövmediler, şiddet uygulamadılar. Beyin yıkama, sinir savaşı gibi psikolojik teknikler kullandılar. Sinirlendirmeye, moralimi bozmaya çalıştılar. Yaptıklarımdan pişmanlık duymamı sağlamaya çalıştılar" ifadelerini kullandı. Vanunu, yaptıklarından pişmanlık duymadığını belirterek, "Doğruyu yaptığıma inanıyorum. İsrail halkı da dahil olmak üzere bölge halklarını büyük bir yıkımdan kurtarmak istedim. Çektiğim tüm acılara rağmen, İsrail hükümeti bu kararımdan pişmanlık duymamı sağlayamadı." şeklinde konuştu. Mordehay Vanunu, 21 Nisan'da serbest bırakıldıktan sonra yaptığı açıklamada, Hıristiyan olduğu için işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını söylemişti.
İsrail'in, nükleer silahlarıyla ilgili sırlarını dünya kamuoyuna ifşa eden Mordehay Vanunu, Zaman'a konuştu. Amacını, hapis hayatında yaşadıklarını, İsrail'in 'psikolojik işkencesi'ni, nasıl yakalandığını anlattı. Yeni bir soykırımı önlemek için dünya kamuoyunun dikkatini İsrail'in nükleer gücüne çekmek istediğini kaydeden Vanunu, "Şunu özellikle belirtmek isterim ki, yaptıklarımı sadece İsrail halkı için değil, Ortadoğu'da yaşayan tüm halklar için yaptım. Herhangi bir ülke bunu yaparsa bütün bölge halkları birbirini kıracak. Tek amacım bunları engellemekti" dedi. Bölgede barışı sağlamanın en iyi yolunun İsrail'i Filistin meselesini çözmeye zorlamak olduğunun altını çizen Mordehay Vanunu, bölgede barışın sağlanması durumunda nükleer silah kullanılması ihtimalinin de ortadan kalkacağına işaret etti. Telefonda sorularımızı cevaplayan İsrailli nükleer uzmanı, Filistinliler gerçek anlamda huzur bulmadıkça Ortadoğu'da ilerleme kaydedilemeyeceğine inanıyor. Kendisiyle ilgili gelişmeleri anlatırken, 'pişman olmadığı'nın altını çiziyor. 18 yıl yattığı hapishaneden çıktıktan sonra şimdi de İsrail'den çıkması yasaklanan Vanunu, içeride geçirdiği yıllarda büyük baskı gördüğünü, fiziksel değil; ama psikolojik işkenceye maruz kaldığını dile getirdi. Yakalanarak İsrail'e götürülmesinin arkasında sadece MOSSAD değil, diğer gizli servislerin de kullandığını anlatan Vanunu, kaçırılmasında kilit rol oynayan Cindy'nin, Amerikan ajanı olduğunu öne sürdü ve ekledi: "Fransızlar beni kaçırdı. İngilizler ve İtalyanlar da yardım etti. Kaçırılmam MOSSAD'ın uluslararası bir komplosu oldu" İsrail Yüksek Mahkemesinin kendisiyle ilgili aldığı 'yurtdışına çıkamaz' kararını değerlendiren Vanunu, bundan sonra İsrail'e mahkum olduğunu belirtti. Hapishane'den çıktıktan sonra yaptığı açıklamada ABD'ye yerleşerek yeni bir hayata başlamak istediğini belirten Mordehay Vanunu, "İsrail içinde seyahat hakkım da sınırlandı. Konuşma ve seyahat hürriyetim engellendi. Başka bir şey diyemeyeceğim" ifade etti. İsrail Yüksek Mahkemesi, Vanunu'nun hakkındaki yurtdışına çıkma yasağınının kaldırılmasıyla ilgili yaptığı temyiz başvurusunu, 'açıklayacağı daha fazla bilgi olabilir' diyerek geri çevirmişti. Hapishane'de kaldığı 18 yıl içinde kötü muameleler gördüğünü de belirten Vanunu, "Bana çok kötü işkence yaptılar ama fiziksel olarak değil. Dövmediler, şiddet uygulamadılar. Beyin yıkama, sinir savaşı gibi psikolojik teknikler kullandılar. Sinirlendirmeye, moralimi bozmaya çalıştılar. Yaptıklarımdan pişmanlık duymamı sağlamaya çalıştılar" ifadelerini kullandı. Vanunu, yaptıklarından pişmanlık duymadığını belirterek, "Doğruyu yaptığıma inanıyorum. İsrail halkı da dahil olmak üzere bölge halklarını büyük bir yıkımdan kurtarmak istedim. Çektiğim tüm acılara rağmen, İsrail hükümeti bu kararımdan pişmanlık duymamı sağlayamadı." şeklinde konuştu. Mordehay Vanunu, 21 Nisan'da serbest bırakıldıktan sonra yaptığı açıklamada, Hıristiyan olduğu için işkence ve kötü muameleye maruz kaldığını söylemişti.
Vanunu 'Bal Tuzağı' ile yakalanmıştı
Vanunu, 1954'te Fas'da Yahudi bir ailede dünyaya gözlerini açtı. Aile, 1963'te İsrail'e göç etti. Vanunu İsrail ordusunda üç yıl görev yaptı. Ordudan ayrıldıktan sonra Necef çölündeki Dimona nükleer reaktör merkezinde teknisyen olarak işe başladı. 9 yıl çalıştı. 1985'te gittiği Avustralya'da bir rahiple dost oldu ve bir süre sonra Hıristiyan olmaya karar verdi. Peter Hounam'a bildiklerini anlatan ve elindeki fotoğrafları veren Vanunu, daha sonra ortadan kayboldu. Vanunu, kendini Amerikalı turist olarak tanıtan Cindy bu dönemde tanışmıştı. Cindy de onun gibi İsrail'in politikalarını eleştiriyordu. Hounam, birden ortaya çıkan bu kadından şüphelenmişti. Vanunu ikazları dikkate almadı. Baskı altındaydı ve Cindy'de, aradığı huzuru bulduğuna inanıyordu. Cindy, Vanunu'yu tatil yapma bahanesiyle Roma'ya gitmeye ikna etti. Cindy ile yalnız kalmayı uman Vanunu, bir anda karşısında halen hangi örgüte mensup oldukları bilinmeyen ajanlarla karşılaştı. Kısa bir boğuşmanın ardından etkisiz hale getirildi ve uyuşturularak, bir yatla İsrail'e kaçırdı.
Vanunu, 1954'te Fas'da Yahudi bir ailede dünyaya gözlerini açtı. Aile, 1963'te İsrail'e göç etti. Vanunu İsrail ordusunda üç yıl görev yaptı. Ordudan ayrıldıktan sonra Necef çölündeki Dimona nükleer reaktör merkezinde teknisyen olarak işe başladı. 9 yıl çalıştı. 1985'te gittiği Avustralya'da bir rahiple dost oldu ve bir süre sonra Hıristiyan olmaya karar verdi. Peter Hounam'a bildiklerini anlatan ve elindeki fotoğrafları veren Vanunu, daha sonra ortadan kayboldu. Vanunu, kendini Amerikalı turist olarak tanıtan Cindy bu dönemde tanışmıştı. Cindy de onun gibi İsrail'in politikalarını eleştiriyordu. Hounam, birden ortaya çıkan bu kadından şüphelenmişti. Vanunu ikazları dikkate almadı. Baskı altındaydı ve Cindy'de, aradığı huzuru bulduğuna inanıyordu. Cindy, Vanunu'yu tatil yapma bahanesiyle Roma'ya gitmeye ikna etti. Cindy ile yalnız kalmayı uman Vanunu, bir anda karşısında halen hangi örgüte mensup oldukları bilinmeyen ajanlarla karşılaştı. Kısa bir boğuşmanın ardından etkisiz hale getirildi ve uyuşturularak, bir yatla İsrail'e kaçırdı.
Ali Çimen, Fatih Şeyhanoğlu, İstanbul
1 Ağustos 2004, Pazar, Zaman Gazetesi Manşeti
Röportajı ZAMAN'dan okumak için tıklayınız
Röportajı orijinal gazete formatında okumak için tıklayınız
Bir önceki sayfaya dönmek için tıklayınız
Ana menüye dönmek için tıklayınız
No comments:
Post a Comment